2018’de bir önceki yıla nazaran sanat eserlerine daha çok baktım, daha çok okudum, daha çok izledim. Zengin bir yıl oldu benim için. 2019 ve sonrasında bunun katlanacağına eminim. Ancak geçen senenin aklımdan çıkmayan anlarından biri şans eseri karşıma çıkan bir Jean Leon Gerome tablosu idi. Osman Hamdi Bey dahil pek çok ressamın hocası olan üstadın 1896 yılında yaptığı eseri, günlerce gözümün önünden gidemedi… Kuyudan Çıkan Gerçek (Truth Coming Out of Her Well / La Vérité Sortant du Puits) adıyla Oryantalizm akımına damgasını vurmuş olan bu eserin efsanevi bir de hikayesi vardı ve bu beni resme daha da çok kilitledi…
Bir 19. yüzyıl efsanesine göre; GERÇEK ve YALAN bir gün buluşurlar. YALAN doğru söyler ve “Bugün hava çok güzel” der. GERÇEK etrafına bakar ve gözlerini gökyüzüne kaldırır. Gün gerçekten çok güzeldir. Bir kuyunun önüne gelene kadar birlikte çok zaman geçirirler. YALAN bir kez daha doğruyu söyler. “Su çok güzel, birlikte banyo yapalım!” GERÇEK yine şüpheci bir şekilde suya dokunur, su gerçekten çok güzeldir. Soyunur ve yüzmeye başlarlar. YALAN bir anda sudan çıkar, GERÇEĞİN kıyafetlerini giyerek kaçar, kayıplara karışır. Kızgın GERÇEK kuyudan çıkar, YALANı bulmak ve kıyafetlerini geri almak için her yere gider. Dünyada çıplak GERÇEĞİ görenler onu hor görmekte ve öfkeyle bakmaktadır. Zavallı GERÇEK kuyuya geri döner ve sonsuza dek ortadan kaybolur. O zamandan beri YALAN, dünyanın her yerinde GERÇEK gibi giyinmiş ve içimizde yaşamaktadır. Dünya ise hiçbir şekilde çıplak GERÇEĞİ görmek istememektedir.
Bu yalın hikaye beynimin içinde tekrarladı durdu, ben resimdeki kadının gözlerine baktıkça utandım, sıkıldım… GERÇEK çaresizdi…
Sanat da herkesin kendi gerçeğini kendince aktarma biçimi değil mi? Tam da bu yüzden bana göre çok kıymetli.
Ocak 2019