Sağlıklı yaşam, dengeli beslenme vb. konularında en son söz alacak kişilerden biriyimdir sanırım. Herkes gibi benim de dikkat ettiğim, özen gösterdiğim ve hatta ağır şekilde savunucusu olduğum noktalar var elbette. Kendimi seviyorum sonuçta… Mesela çayda, kahvede şeker kullanmam! “Cheesecake”siz duramam ama! Yazarken ben bile gülüyorum. Az da olsa fena alışkanlıklarım vardır anlayacağınız… Yediğine, içtiğine –abartmadan- özen gösteren, arada detoksunu yapan, hele ki hareketten ödün vermeyen herkesi de teşvik ve takdir ederim ayrıca. Yoğun tempomdan dolayı hep kendime bahaneler yaratır, “bir gün” derdim hep, “en azından adam gibi detoks yapacağım”… Derdim ve yaptım. Çevremden duyduğum, cold press yani soğuk sıkım tekniği kullanılarak taze sebze ve meyve sularından elde edilen bir detoks markası olan Juico’yu tercih ettim. 1 veya 3 günlük detoks programlarına göre 6’lı ve 8’li paketleri var. Ben işin kolayına kaçtım tabii; sadece bir günlük paketi seçtim.
Sabahın 7.30’uydu, ben rüyamda sucuklu yumurtalı kallavi bir kahvaltı sofrasındaydım, kapı zili çaldığında… Kocaman ve buz gibi bir paket geldi. Üstlerinde deepfreeze soğutucu poşetleri olan rengarenk 6 şişe ve 2-3 tane de güzel paketlenmiş tadımlık kurabiye çıktı içinden…. Hah, başlıyoruz! İsmi de varmış paketimin: Juico Cleanse/Urban. O gün boyunca katı yiyecek tüketmeyerek sindirim sisteminin dinlendirilmesini, vücudun toksinlerden arınmaya ve yeniden yapılanmaya odaklanmasını sağlıyormuş. Bu program, hayvansal proteinlerden, kafein ve işlenmiş gıdalardan uzak durarak, vücudun alkali dengesinin düzenlenmesine de yardımcı oluyormuş. 500 ml’lik şişelerin üzerinde 1’den 6’ya kadar numaralar ve içerik bilgileri vardı. Mesela Yeşil Juico; elma, ıspanak, kara lahana, marul, limon, maydanoz, salatalık ve zencefilden oluşan bir karışımdı. Sabah ılık bir bardak suyun ardından ilk olarak onu içtim. Tadı enfesti. Tatsız ve zor bir gün olacağına inancım geçiverdi. Sonra acıktıkça, ikişer, üçer saat arayla ve sırasıyla Sarı Juico’yu, yine Yeşil’i, çilek ve karpuz tadını aldığım Pembe’yi, Kırmızı’yı ve gece hurma suyu, kaju, tarçından oluşan Beyaz Juico’yu içtim. Gün boyunca hem laptop başında, hem de dışarılarda işlerim vardı. Üstelik taşıt kullanmadan, yürüyerek hallettim işlerimi de… Bana gelen “Urban” paketin (ilk kez Juico detoksu yapanlara ve detoksa sık zaman ayıramayanlara önerilen paket bu) içerisindeki sebze ve meyvelerle A-B1-B2-B6-C-E ve K vitaminleri, magnezyum, kalsiyum, protein ve fosforu gün içerisinde yeteri kadar almıştım ne de olsa. Tabii alışık olmadığım için akşam sularında bir halsizlik çökmedi değil üzerime ama ne yalan söyleyeyim, vücudumdaki ağırlık hissi kayboldu, zihnim daha bir açıktı sanki, çok daha kaliteli bir uyku uyudum. Konunun bir çok detayı ve teknik özelliği var. Her detaydan burada bahsetmeme imkan yok ne yazık ki… Ama ekibin gerçekten profesyonel ve ihtisas sahibi olduğuna ikna oldum. Ayşegül Çoruhlu ve Berrin Yiğit gibi doktor ve diyetisyen kişilerle yol alıyorlar. Ekiplerinde full time çalışan bir de gıda mühendisleri var. Ürünleri Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı onayıyla ortaya çıkıyor. Ve de lezizler… 3 günlük paketlerin daha etkili olacağı kesin ama en azından her hafta sadece 1 gün bile detoks yapmanın müthiş faydaları olacağına inanıyorum. Hele ki benim gibi, yaşam tarzında çok da büyük değişiklikler yapmadan sağlığını korumaya çalışan üşengeçler için J İnternet sitesine bir göz atıp, bir kerecik deneyin. İyi hissedeceksiniz.
Hillsider Magazine 79 / Yaz sayısı